YARALI TÜRK KADINLAR BİRLİĞİ


5 şubat Türk Kadınlar Birliği günü: kadın barıştan, sevgiden yanadır. Hastanelerin duvarlarındaki sus işareti yapanın yada adalet terazisini tutanın kadın olması ise kadının erketen daha çok güven verici olmasındandır. Kadınlar hepimizin yaşamında derin izler bırakanlardandır. Kimisi silik anılarda yaşadılar kimisi en keskin duyguların çeşmesi gibi durmadan aktılar. Kimisi bize sevgiyi öğretti, kimisi nefreti. Tarih kitapları erkekleri yönlendirmiş kadınlarla doludur. Osmanlıda tüm büyük girdapların arkasında bir güçlü sultan kadın vardır. İngiliz, Rus ve Fransız tarihleri ve bizim Cumhuriyetimizin bu son yılları incelendiğinde kadınların damgalarını vurdukları görülmektedir. Güçlünün güçsüze yardımı bir insanlık görevidir. Yalnız bu yardım yapılırken yardım edileni teşhir ederek, gururu ile oynamamak gerekir. Dinizmizde “ibadet ve yardım gizlidir” diye bir deyim vardır. Yardım edilirken bu koşula çok dikkat etmek gerekir. Birde bu gerçekten topluma insan ve çevre sağlığına hizmet eden dernekler vardır. ,ite bu derneklerden biriside Türk Kadınlar Birliğidir. Birlik şubesinin eğitim ve çevre sağlığı konusunda çok olumlu girişimlerde bulunduğunu görüyoruz. Bir ilde komşu illerimizden birinde mahallesinde açtıkları okuma yazma kursuna devam eden ve okuyup yazma öğrenen bir çok kadına törenle diplomaları verilmiş. Bu kadınlar birliğinin toplum yararına olan bu çalışması gerçekten takdiridir. Bu Türk Kadınlar Birliği şubesi bazı kişilere gidip yardım talebinde bulunmaktan öteye burdan elde ettikleri gelirlerle de kurslar açmakla birlikte bazı okul ve köylere ATATÜRK büstü dikiyorlar. Açtıkları kurslarda okuyup yazma bilmeyen vatandaşlara onlara hızla gelişen bu dünya koşulları içinde aydınlatmaya çalışıyorlar.  Türk Kadınlar Birliği şubesinin başkan ve yönetim kurulu üyelerini olumlu çalışmalarında dolayı buna banzer ülkesine, insanlığa, eşine, evine çalışan birlik çalışanlarının tüm başkan ve yönetim kurulu üyelerini kutlar, diğer derneklere de örnek olmasını dilerim.
YUNAN ve İSRAİL ZÜLMÜ GİBİ
Özellikle son on yıldır kadınlar öldürülüyorlar. Kadınları ve eşlerini öldürenler nasıl inşalardır! Ben eşimi daha iki ay önce hastaşığı nedeniyle kaybettim. Biz 66 yıl beraber yaşadık ve anılarımız aklıma gelince günler geçmiyor, gözlerim yaşarıyor. Sen kalkıyorsun eşini tabancayla, bıçakla, satırla evinde, sokak ortasında öldürüyorsun. İnsanlık mı bu! Bir sokak hayvanına bir avuç yiyecek veriyorsun. Senin yanından ayrılmıyor, seni korumaya çalışıyor. Bu tür insanların tahsilleri var ama kültürleri yok, insanlıkları yok. Bü yürek yarası değil de nedir. Çok ama çok acil bu duruma ne zaman dur denilecek merak konusu…